

Erikli Yaylası, Yalova sınırlarında içinde bulunan yerlilerin artık yayla amacıyla kullanmadığı, tamamen doğa severler ve piknikçiler tarafından değerlendirilen bir yayla. Fakat yayla, çevresindeki ormanlar, patika yollar, şelaleler, dereler ve göllerle zengin bir ekosistemin içinde ve bu ekosistem genelde yaylanın adıyla anılıyor. O yüzden Erikli Yaylası dendiğinde aklımıza tek bir yayla gelmeyeceği gibi gittiğimizde bizi bekleyen de yeşil bir düzlükten ibaret değil. Bölgeyi biraz inceleyelim.
Erikli Yaylası denizden 600 metre yüksekliğe sahip küçük bir yayla. Özellikle haftasonu piknikçiler ve akşamları da kampçılar tarafından kullanılsa da aşırı bir yoğunluk olduğunu söylemek zor. Gruplara denk gelmediğiniz sürece sakin bir kamp ortamı sizi bekliyor. Son gittiğimde mayıs ayında cumartesi akşamı olduğu halde koca yaylada tek çadır olduğumu söylesem sanırım yeterli olur. Akar su bulunuyor ve buradan buz gibi içme suyunuzu temin edebilirsiniz. Yayla’da herhangi bir işletme veya tuvalet yok, tamamen doğal ve ücretsiz. İyi bir yağmur sonrası yaylaya vardıktan sonra bazı ıslak ayak izlerine rastlamıştım fakat hayvanların insan varlığını fark etmesine rağmen çevrede dolaştığı, rahatsız ettiği pek görülmemiştir. Endişelendiğiniz anlarda ses çıkarıp ıslık çalabilirsiniz. Ayrıca bir ejderhayla karşı karşıya olmadığınız sürece ateş yakmak hayvanları uzak tutmak açısında da önemli bir yöntemdir. Yaylada 3-4 farklı noktada önceki ateşlerden kalıntılar bulunuyor. Ateş yakmak için buraları kullanmanız, kamp alanından ayrılmadan tüm çöplerinizi yanınızda götürmeniz doğaya zarar vermemek açısından önemli. Unutmayın, gerçek bir doğa sever her zaman kendi oluşturduğundan daha fazla çöple doğadan ayrılır.
(fotoğraf:flickr/oguzcakirci)
Erikli Yaylası ve çevresi şelaleler konusunda da epey zengin. Öncelikle en bilineni Yalova Kent Ormanı içinde bulunan Çifte Şelaleler. Erikli Yaylası’na giriş yaptığınız yere geri çıkıp yayla solunuzda kalacak şekilde (Teşvikiye yönünün tersine) yürümeye devam ettiğinizde yaklaşık 1 km (10 dk) sonra solunuzda Yalova Kent Ormanı’nı göreceksiniz. İçeride ücretli-ücretsiz çadır kurabileceğiniz, yemek yiyip dere üstünde çay ve nargile içebileceğiniz yerler var. Özellikle haftasonları kalabalık oluyor. Tuvaletleri olsa da pek hoş değil. Şahsen yaylada doğal yollardan işimi halletmeyi tercih ederim. Kent Ormanı’na girdikten sonra tabelaları takip ederek 1 km’lik bir başka yürüyüşle Çifte Şelaleler’e ulaşabilirsiniz. Şelaleler dört mevsim aksa da en güzel halini ilkbahar aylarında görebilirsiniz. Kent Ormanı’na araçla girmek mümkün ve park yeri sıkıntısı yok.
Diğer şelaleler ise Erikli Yaylası’ndaki dere takip edilerek ulaşılan Erikli Şelaleleri. Burada da iki şelale bulunuyor ve dere sağınızda kalacak şekilde takip ettiğinizde önce küçük olana sonra dik bir çıkışla ikinci şelaleye ulaşıyorsunuz. Bölgeyi kendi imkanlarımla keşfetmeye çalıştığım için henüz bu şelaleleri görme fırsatı bulamadım fakat aldığım tarif bu şekilde.
Bölgenin güzelliklerinden biri de bu Büyük ve Küçük Dipsiz Göller. Yalova Kent Ormanı’ndan 3 km (yürüyerek yarım saat) mesafede Büyük Dipsiz Göl ve ondan da 2 km mesafede Küçük Dipsiz Göl bulunuyor. Göllere ulaşım yine aynı asfalt yoldan sağlanıyor. Kent Ormanı solunuzda kalacak şekilde (Teşvikiye ve Erikli Yaylası yönünün tersine) ilerleyin ve 3 km sonra Büyük Dipsiz Göl tabelasını gördüğünüzde toprak yoldan aşağı inin. Gölün çevresini yürüyerek gezebilir ve gölün etrafını tamamen kaplayan ormanda vakit geçirebilirsiniz. Göl kenarı kamp yapmak ve ateş yakmak için uygun. Ancak burada ağaçlar sıklaştığı ve fazla açık bir alan olmadığı için ateş yakarken dikkatli davranmakta ve ateşin etrafını taşlarla iyi kapatmakta yarar var. Göl suyu durgun bir su olduğu için içilmiyor fakat gölün etrafını gezerken yüksekten ince ince dökülen bir su göreceksiniz, içmek için bu suyu kullanabilirsiniz. Gölde çok sayıda kurbağa ve balık bulunuyor ve göle attığınız ufak bir yiyecek bunlar tarafından saniyeler içinde tüketiliyor. Beslenme amacıyla birbirleriyle girdikleri bu mücadele özellikle çocuklar açısından da keyifle izleniyor.
Mayıs – Ekim arası bölge için en uygun zaman. İlkbahar ayları özellikle soğukların yeni kaybolduğu ve yaz sıcaklarının henüz gelmediği Mayıs ayı şelale ve derelerin debisi açısından daha avantajlı. Teşvikiye’den itibaren takip ettiğiniz dere yaz sonunda kurumuş olabiliyor. Ağustos ayı yürüyüş sırasında avuç avuç böğürtlen toplayıp yiyebileceğiniz anlamına geliyor. Yine yaz aylarında da buz gibi şelalelerin altına girme cesaretini kendinizde daha kolay bulabilirsiniz.
Erikli Yaylası, Büyük Dipsiz Göl, Erikli Yaylası’ndan 12 km mesafede bulunan Delmece Yaylası ve Teşvikiye Köyü’nden sonra yürüyüşe başladığınız noktadaki dere üstü noktalar kamp yapmak için uygun.
Erikli Yaylası Yalova il sınırları içinde bulunuyor. Yayla’ya ulaşım Çınarcık’a bağlı Teşvikiye Köyü’nden sağlanıyor. İstanbul’dan İDO veya Turyol’un direk Çınarcık seferleriyle Çınarcık’a ulaştıktan sonra buradan yarımda ve tamda kalkan minibüslerle (2 TL) 20 dakikada Teşvikiye Köyü’ne ulaşabilirsiniz. Yaz sezonu dışında İdo Çınarcık’a sefer yapmıyor. Bu durumda feribotla Yalova oradan yaklaşık 50 dakikalık bir minibüs yolculuğuyla (3,5 TL) Çınarcık İskele’ye ulaşarak Teşvikiye Köyü’ne bu şekilde geçebilirsiniz. Yine yaz aylarında Teşvikiye’den saat 11.00 ve 13.00’da direk Erikli Yaylası’na minibüs seferleri bulunuyor ve Yayla’dan son araç 17.00’da dönüyor.
Yol; yaya, araçlı ya da bisikletli ulaşım için aynı yerden başlıyor. Teşvikiye Köyü’nden Erikli Yaylası’na asfalt yol bulunduğundan buradan tabelaları takip ederek aracınızla yayla içine kadar girebiliyorsunuz. Yürüyerek devam etmek için aracı bırakacak en uygun yer de bu yolun Teşvikiye Köyü’nden başladığı nokta. Burada Zindan Kafe, Kardeşler Çay Bahçesi gibi kolaylıkla tarif alabileceğiniz yerler var. Araçla devam edecekseniz dere solunuzda, Zindan Kafe sağınızda kalacak şekilde sürüşe başladığınızda 7 km sonra solunuzda Erikli Yaylası tabelasını göreceksiniz. Aşağı indiğinizde sola devam edin. Solunuzda bir kulübe olacak ve sağdan bozuk bir yoldan yayla düzlüğüne varacaksınız. Yaya başlayanlar ya da yaya devam etmek isteyenler için iki seçenek bulunuyor. Öncelikle minibüsten indikten sonra köy kahvesini solunuza alıp yürümeye başlıyorsunuz. Burada bir su artkı göreceksiniz ve ark solunuzda kaldığı sürece yürümeye devam edin. Karşınıza bir dere çıkacak ve derenin karşısına geçeceksiniz. İki seçeneğiniz var. Bunlardan birincisi patika yolu ikincisi ise araç yolu. Her iki seçenek için de Zindan Kafe sağınızda dere solunuzda kalacak şekilde yürümeye başlayın. 2.5 km sonra solunuzda Dilek Aile Çay Bahçesi’ni göreceksiniz. Tabelayı takip ederek (solda) Çay Bahçesi yönüne doğru inin. İniş tamamlandığında derenin karşısında yükselen bol taşlı patika yolu göreceksiniz. Ben bu yoldan çıkış yapmadığım, sadece iniş amacıyla kullandığım için size tarifte bulunmayacağım. Ancak dik, zorlu bir çıkışın sizi beklediğini söylemek isterim. Özellikle yolu bilen bir rehberiniz yoksa, kaybolmaları tolere edebilecek yeterli zamanınız yoksa kesinlikle bu yola girmeyin. Yeterli vaktiniz varsa Çay Bahçesinden yol tarifi alabilirsiniz. Dilek Aile Çay Bahçesi sapağından girmeyip asfalt yoldan devam ettiğiniz taktirde daha rahat ve güvenli bir yol -diğeri kadar keyif verdiğini söyleyemem- üzerinden yol başlangıcından itibaren 2 saat içinde Yayla’ya ulaşacaksınız. Yayla’ya kadar başka herhangi bir sapak ya da ayrım yok ve yol üzerinde yazın da akan bir adet çeşme bulunmakta.
Yayladan geri dönüş ise yine asfalt yoldan yapılabileceği gibi patika yol da tercih edilebilir. İniş olduğu için çıkışa göre daha rahat bir yürüyüş olacaktır. Yayla sağınızda kalacak şekilde Teşvikiye yönüne doğru asfalt yoldan yürüyün. Biraz sonra sağınızda bir toprak yol göreceksiniz. Bu yoldan girin ve sağınızda çeşme görene kadar yürüyün. Çeşmeyi geçtikten sonra solunuza dikkat ederek devam edin. Sol tarafta ağaçların arasında bir kulübe göreceksiniz. Kulübeye doğru orman içine girin ve dar patikaları takip ederek aşağı inin. Kısa bir süre sonra yine solunuzdan aşağı inen daha dar bir patika göreceksiniz. Bu yolu da takip ettiğinizde sizi bir düzlüğe indirecek. Patikalar zaman zaman kaybolma noktasına gelmiş olabilir. Buralarda yolu dikkatli incelemeli ve dikkatinizi yola vermelisiniz. Düzlüğe indiğinizde yolu hemen hemen bitirmişsiniz demektir. Telefonlarınız bu noktada çekmeye başlıyor. Soldan devam edin ve biraz sonra karşınıza çıkacak dik ve taşlı inişten inin. Bulunduğunuz nokta Dilek Aile Çay Bahçesi’dir. Karşınızdaki kısa yokuşu çıktığınızda asfalt yola çıkar ve yolu takip ederek köye ulaşırsınız.
Gayet keyifli, gerekli bütün bilgileri de içeren bir yazı. Bu yazı sayesinde 2015 Eylül ayında Yalova şehir ormaları içerisinde kamp yapıp harika 3 gün geçirdim. Teşekkür ederim…
Merhaba
Bilgiler çok guzel olmuş,teşekkür ederiz. Çadır ve kamp hayatına yeni başlayacağım. Hayvanlarla ilgili korkum yok ancak hirsız ve uğursuzlarla ilgili tavsiyeleriniz olurmu ?
Merhaba Özkan, içeriği beğendiğine sevindim. Sahillere ve çok insan içi bölgelere çadır kurmadığın taktirde herhangi bir sorun yaşamazsı. Kimse birilerinin bir şeylerini çalmak için saatlerce yol yürüyüp bir yaylaya çıkmaz. İnsanlarla ilgili en büyük rahatsızlığın gürültücü ve kalabalık piknikçiler olacaktır. Kalabalık yerlerde çadırın içinde değerli eşyalarını bırakmamaya özen göstermelisin. Ben şimdiye kadar kamp ortamında insanlar tarafından herhangi bir kötülüğe maruz kalmadım, aksine aynı doğayı paylaştığın insanlarla ister istemez bir dayanışma içinde oluyorsun. Keyifli kamplar dilerim.
teşekkürler gerçekten güzel yazı olmuş. gebzeden yaya gidicem inşallah sıkıntı çekmem.
Ağa dün buraya gitmek için yola çıktık, ismail in yeri midir nedir diye bir yer vardı, dükkanın önündeki toprağı eşip yukarı kaldırmış arabalar geçmesin diye muhtemelen orada yemek yesinler diye yapılmış bir hareket gidemedik daha önce de gitmediğim için tam arada mı değil mi bilmiyordum, küçük dipsiz göl’ün yanında kamp kurduk, oradan delmece yaylasını geçip soğuk dere diye bir yere gittik mangal falan yapıp geri geldik.
Lakin burası içimde kaldı, acaba o tarif ettiğim yerden mi gidiliyor bu çifte şelalelere.