

Her sene onlarca gününüzü yazlıkta yatarak geçirme ya da yıllardır gidilen tatil beldesinde otel havuzu-deniz arasında mekik dokumaktan eminim sıkılmışsınızdır. Hayatınızda mutlaka yapmak istediğiniz ya da yapmayı dahi düşünmediğiniz bazı çılgınca şeyler olabilir. Sizce de artık bunları yapmanın zamanı gelmedi mi? Muhteşem bir doğaya sahip Fethiye’de denize, doğaya, tarihe ve maceraya doyabileceğiniz 15 etkinliği listeledim. Listenin sonunda bir de bonus var! ‘Tatil dinlenmektir’ anlayışını kökünden değiştirelim. Tatil uyumaya bile vakit bulamamaktır!
Tekne turu benim gibi çok yüzme meraklısı olmayıp yazları bir iki kere yüzmeyle yetinenler için bire bir. Çünkü yüzme isteğinizi tam anlamıyla doyuracak bir etkinlik. Sabah 9.00-10.30 arası bir saatte başlayan tur Yassıca Adası, Kleopatra Adası, Katranca Adası, Akvaryum Koyu, Kızıl Ada gibi daha bir çok ada ve koy etrafında yüzme molaları vererek 10 saat boyunca devam ediyor. Bütün gün mükemmel bir deniz üzerinde seyahat etme, güneşlenme, güneşlenirken dalgaların üzerinden kopup gelen esintiyle serinleme, teknede çalan müziklerle yabancı turistlerle eğlenceli dans ve oyunlar, fiyata dahil öğlen yemeği, inilen bazı adalarda yürüme ve keşfe çıkma gibi oldukça keyifli şeyler yapıyorsunuz. Teknenin üstünden dahi metrelerce aşağıda bulunan denizin dibini görebileceğiniz sessiz ve kimsesiz koylarda yüzerken plajların olanca kalabalığına şimdiye kadar neden katlandığınızı sorgulayacaksınız. Plaj giriş ücreti, şezlong ücreti adı altında ödediğiniz paradan çok daha ucuza böyle bir tekne turu yapabilirsiniz. Üstelik teknede ekstra kapsamında yiyecekler ve alkollü/alkolsüz içecekler de mevcut.
Ücret: 30-50 TL arası. Teknede öğlen yemeği dahil.
Ölüdeniz ülkemizin turistik yerlerini sıraladığımızda ilk aklımıza gelen yerlerden biridir. Sakin ve berrak suyu ve mükemmel kumsalıyla en az bir kere görülmesi ve yüzülmesi gereken bir deniz. Avrupa’nın en büyük, dünyanın da üçüncü büyük tirajlı gazetesi Bild tarafından 2006 yılında Dünya’nın en güzel kumsalı seçilmiştir. Ölüdeniz’e Fethiye Otogar çıkışında bulunan minibüslerle ulaşmak mümkün.
Kabak Koyu, Ölüdeniz’e nazaran daha sakin ve benim açımdan daha özel bir yer. Ulaşımın zor olması oranın daha güzel kalmasına da neden oluyor. Koy’a Fethiye’den Faralya’ya ve Faralya’dan Koy’a şeklinde minibüsle ulaşabiliyorsunuz. Alternatif olarak 2 günlük bir Likya Yolu yürüyüşüyle daha zor fakat unutulmaz bir şekilde de ulaşabilirsiniz. Her ne şekilde giderseniz gidin Koy’a 25 dakikalık bir patika yürüyüşüyle ineceğiniz için parmak arası terliklerinizden bir süreliğine vazgeçmenizin bilek sağlığınız açısından iyi olacağını belirtmem gerek. Koy’da bungalov ve çadır konaklama seçenekleri olduğu ekonomik bir konaklama yapacağınız anlamına da geliyor. Günübirlik bir ziyaret sizi kesinlikle tatmin etmeyeceği gibi çektiğiniz eziyete de değmeyecektir. Kelebekler Vadisi için de söylendiği gibi Kabak Koyu’nun da ‘bittiği’ni söyleyenler olabilir. Onlara kulak asmadan kendinizin tecrübe etmenizi hayatınızda en az bir kere burada yıldızları izleyip sabahın ilk ışıklarıyla denize girmenizi tavsiye ediyorum. Kalacağınız yerden yol tarifi alarak burada bulunan şelaleyi de mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Kelebekler Vadisi, Fethiye’de bulunan bir diğer doğa harikası. Doğasının mükemmelliğinin yanı sıra işletmesinin yetersizliği ve ilgisizliği yüzünden hayal kırıklığına uğrattığı insan sayısı da azımsanamayacak sayıda. Vadi’ye ulaşım iki şekilde sağlanmakta. Birincisi Fethiye’den minibüsle ulaşacağınız Faralya Köyü’nden ikincisi ise Fethiye’den teknelerle. Tekneyle ulaşım en güvenli olanı olsa da tekne sizi Vadi’ye Vadi’nin en kalabalık olduğu öğlen saatlerinde ulaştıracaktır ve Vadi’de kalacağınız süre tekne turunun belirlediği süreyle kısıtlıdır. Diğer ulaşım şekli olan Faralya, Kelebekler Vadisi’nin üstüne kurulmuş bir köy olduğu için buradan bir inişle Vadi’ye ulaşabiliyorsunuz. İniş iple sağlandığı için biraz tehlikeli. Dilerseniz Faralya’da bulunan George House’ta kalabilir ya da benim gibi George House’ın yanından devam eden patikada bir kaç dakika ilerleyip doğanın kucağına çatır atıp hem ücretsiz bir şekilde konaklayabilir hem de Kelebekler Vadisi manzarasını izleyebilirsiniz. 10 dakikalık mesafede bulunan Faralya Camii’nden de suyunuzu temin edebilirsiniz.
Likya Yolu, Kabak Alınca arası
Likya Yolu, Antik Likyalıların yaşadığı -Işık Ülkesi- Likya toprakları üzerinde bulunan, Fethiye’den Antalya’ya uzanan ve 509 Km’lik uzunluğuyla Dünya’nın En İyi 10 Yürüyüş Rotası’ndan biri sayılan yürüyüş yolu. Sdyma, Pınara, Letoon, Xanthos, Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Rhodiapolis, Gagai, Melanippe, Gelidonia, Edrassa, Olympos, Chimaera ve Phaselis gibi Likya Birliği’ne bağlı antik kentler ve bazılarının kalıntıları da yol üstünde bulunuyor. Yapılan çalışmalarla yol, her gün 1 etap yürünebilecek şekilde etap etap bölünmüş ve 5-10 metrede bir bulunan işaretlerle belirlenmiştir. Likya Yolu’nun tamamını yürümek için ciddi hazırlık gerekse de başlangıç için yürüyüşe uygun bir ayakkabı, su ve 1-2 öğünlük yiyeceğinizi alacak boyutta bir çanta ile ilk iki etabı yürüyebilir, Kabak Koyu’nda dinlenip denize girdikten sonra Fethiye’ye tekrar minibüsle dönebilirsiniz. 1. Etap Hisarönü – Faralya, 2. Etap Faralya – Kabak Koyu yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz.
Saklıkent Kanyonu (fotoğraf:flicr/boraxin)
Saklıkent, uzunluğu 18 Km ve yüksekliği 200 metre olan bir kanyon. Yılın her mevsimi buz gibi bir su ve şiddetli bir akıntısı vardır. Ancak tabii ki kanyon sınırları içinde yürüyebileceğiniz suyun olmadığı alanlar da var. Kanyon’a tahta bir köprüyü geçerek ulaşıyorsunuz ve kısa bir süre sonra akıntıyla yüzleşiyorsunuz. 5 metrelik bir su ve ardından akıntının olmadığı bir yerden devam ediyor kanyon. Ancak bu 5 metreyi geçerken bile bacaklarınızı hissetmemeye başlıyorsunuz. Biraz sonra çıkacak çamur savaşından sonra suya tamamen girmek zorunda olduğunuz gerçeği ise kelimenin tam anlamıyla şok etkisi yaratıyor :) Kanyon’a giderken çocuklarınıza çok dikkat etmeniz. Telefon, kamera gibi elektronik cihazlarınızı ve paranızı su geçirmez çantalarda muhafaza etmeniz ve ayaktan çıkmayacak bir deniz ayakkabısı giymeniz gerekiyor. Deniz ayakkabısını kanyon girişinde bulabiliyorsunuz. Kanyon giriş ücreti 5,5 TL ve özel aracınız yoksa Fethiye otogarı önünden geçen minibüslerle Saklıkent Kanyonu’na ulaşabiliyorsunuz.
Jeep Safari (fotoğraf:flicr/guraydere)
Jeep Safari doğaya, eğlenceye ve her şeyden çok suya -gidenler bilir- doyacağınız bir diğer güzel etkinlik. Sabah 8.30’da bineceğiniz Jeep sizi ancak akşam 19-20 saatleri arasında geri getiriyor. Bu 10 saatlik süreçte güneşin altında üstü açık 4×4 Jeeplerde olacağınız için güneş kremi ve geniş bir şapkaya ihtiyacınız olacak. Şapka tabii ki bu kadar saat güneş altında kalmaya tek başına çözüm değil. Yola çıkmadan önce Jeepler bir benzinliğe yanaşacak ve buradan araçlara kovalarla su taşıyacaksınız. Yine burada fiyatları 7,5 – 10 TL arasında değişen su tabancalarından alacaksınız ve savaşınız başlayacak. Bölge halkı da bu duruma alışık olduğu için yol kenarlarında size hortumla su tutan, kovayla üstünüze su döken insanlarla karşılaşabilirsiniz. 6-7 Jeeplik bir ekiple başlayan yolculuğınuz Tlos Antik Kenti, Yakapark ziyaretleri, Saklıkent Kanyonu’nda öğlen yemeği, dileyenlere burada rafting ve çamur banyosu ile sonlanacak. Oldukça yorucu bir gün geçireceğinizi şimdiden söyleyeyim. Tüm o su savaşı sırasında cep telefonu ve kameralarınız, paralarınız ıslanabilir, güneş gözlükleriniz kırılabilir. 10 saat boyunca süren bu ıslanma ve kuruma durumu neticesinde hasta da olabilirsiniz. Ancak yine de tek başına değilseniz, özellikle bir grup olarak tatile gelmişseniz kesinlikle tavsiye ettiğim bir etkinlik.
Ücret: 30-50 TL arası. Saklıkent Kanyonu girişi, deniz ayakkabısı, su pompası gibi diğer masraflar için de +20 TL’yi gözden çıkarmanız gerek.
At Turu
Fethiye, mükemmel doğası, köyleri, patikaları, plajlarıyla binicilik için de uygun bir yer. Daha önce ata binmemiş olup bir an önce binmek isteyenler, at çiftlikleri yerine direk doğanın içinde binicilik tecrübesi yaşamak isteyenler yarım günlük bu at turlarını tercih edebilirler. Turlar yaklaşık 3 saat sürüyor ve sabah ve öğlen başlangıçlı olabiliyor. Güvenliğiniz için atların başında rehber bulunuyor ve oldukça yavaş bir biniş gerçekleştiriyorsunuz. Bu sebeple güneşe fazla maruz kalacağınızdan, ilk binicilik tecrübenizi kötü hatırlamak istemiyorsanız sabah saatlerinde başlayan turları tercih etmelisiniz. Bunun yanında biniciliği ilerletmek isteyenler ya da daha sıradışı bir tatil yapmak isteyenler Fethiye’de bulunan at çiftliklerinin binicilik tatili programlarını tercih edebilirler. Bu programlarda seçtiğiniz atla bir hafta gibi bir sürede her an beraber oluyor, dört nala koşulara çıkıp atınızı denize sürerek birlikte serinleyebiliyorsunuz.
Yarım Günlük At Turlarının Ücreti: Yaklaşık 40 TL
Binicilik Tatillerinin Ücreti: Araştırmanız gerekiyor.
“Amyntou tou Ermagiou” Fethiye, M.Ö 3000 yılına kadar geriye giden bilinen bir tarihe sahip. Şehirde kurulan ilk yerleşim birimi olan Antik Telmessos kenti Likya’nın Karya sınırında yer alıyordu. Geçen binlerce yılda coğrafya bir çok medeniyete ev sahipliği yaptı ve bu güne geldiğimizde bize bazı eserler bırakmış durumda. Bunlardan belki de en eskilerinden biri Kral Amyntas’ın Kaya Mezarı. Fethiye Limanı’ndan oldukça net gözüken, buradan ve Fethiye minibüslerinin son durağı olan bölgeden yürüyerek Kaya Mezarları’na ulaşabilirsiniz. Yapı oldukça zarar görmüş olsa da ana mezarın yan tarafında bulunan diğer yapılara ulaşmaya çalışarak, burada oturup kayaları, sütunları ve mezar üzerinde bulunan yazıları inceleyerek tarihte düşünsel bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Bir küçük tavsiye daha isterseniz gün batımına denk gelip buradan şehir manzarasını izlemenizi ve akşam karanlığında alanın büyüsüne kapılmanızı şiddetle öneririm.
Giriş Ücreti: 5 TL, Müzekart geçerli.
Kayaköy (fotoğraf:flicr/luc-de-zeeuw)
Kayaköy Likya kalıntıları üzerine kurulmuş bir Rum şehri. Evlerin tamamı yamaç üzerine kurulu. Hiçbiri birbirinin manzarasını ve ışığını kesmiyor. Mübadele sırasında 10 bin civarında Rum buradan ayrıldığında yerine gelen Batı Trakya Türkleri burada oturmak istemeyince köy terk edilmiş bir antik kent olarak kalmış. Köyde 2 kilise 11 şapel ve 2 de okul bulunuyor. Kayaköy’e özel aracınızla gidebileceğiniz gibi Fethiye’den minibüslerle de gidebilirsiniz. 08.30 ve 17.00 saatleri arasında ziyaret edebileceğiniz Kayaköy’de tarihe olan ilginize göre 1 saat ile yarım gün arasında değişen bir süre geçirebilirsiniz.
Giriş Ücreti: 5 TL, Müzekart geçerli.
Fethiye’de hiç şüphesiz yapacağınız en unutulmaz aktivite yamaç paraşütü olacaktır. Atlayışların yapıldığı Babadağ’da 1700 metrede güney pisti, 1800 metrede kuzey pisti ve 1965 metrede zirve pisti bulunuyor. Atlayışın yapılacağı pist o gün hava şartlarına göre belirleniyor. Fethiye’de atlayışı yapan bir çok firma bulunmakta. Bu firmalardan biriyle anlaştığınızda özel araçlarla sizi piste çıkartıyorlar. Atlayışlar bu konuda herhangi bir eğitim almamış kişiler için tandem, yani çift kişilik olarak yapılmakta. Birlikte atlayacağınız pilot araçla dağa çıkarken belli oluyor. Sormak istediğiniz herhangi bir şey olursa araç içinde sormanızı tavsiye ediyorum. Sizden başka bir çok kişi olduğundan piste çıktığınızda konuşmaya hatta korkmaya dahi fırsatınız kalmayabiliyor. Babadağ sadece Türkiye’de değil Dünya’da da yamaç paraşütünün yapıldığı en güzel ve ünlü yerlerden biri. Yılda 60 binin üstünde atlayış yapıldığı söyleniyor. Özellikle belirtmek istiyorum ki korkacak hiçbir şey yok! Benim gibi 4. kattan aşağı bakmakta zorlanan biri için bile! En büyük korkuyu son sürat dağın etrafında döne döne çıkan aracın içinde yaşıyorsunuz; “Gittikçe yükseliyor, buradan nasıl atlayacağım?” Fakat piste çıktığınızda görüyorsunuz ki bu bir atlama şeklinde değil. Bir iki adım koşuyorsunuz ve hali hazırda açık olan paraşütün yardımıyla havadasınız! Yaptığınız şey düşmekten çok havada süzülmek gibi olduğu için yükseklik korkusunu ya da düşme hissini tetikleyecek bir durumu yok. Kararınızı verdiyseniz internetten ya da direk ofislerini ziyaret ederek firmalardan biriyle anlaşabilirsiniz. Atlayış piste ve hava şartlarına göre 25-35 dakika arasında değişebiliyor.
Ücreti: 170-200 TL arası. Fotoğraf ve video çekimi isterseniz + 100-120 TL arası daha ödemek zorundasınız. Sadece videoyu ya da fotoğrafları alarak bu ücreti düşürebileceğiniz gibi önceden anlaşmak koşuluyla kendi makinenizi de götürme şansınız olabilir.
Her şeye rağmen yamaç paraşütünden korkuyorsanız parasailing tam size göre. Daha az heyecanlı olsa da oldukça keyifli bir aktivite. Parasailing’de sırtınızda bir paraşüt olduğu halde bir sürat teknesine bağlı oluyorsunuz. 2000 metreler seviyesinde bir yükseklikte değil, tekneden 80-200 metre arası bir yükseklikte tekne tarafından çekiliyorsunuz. Teknenin yaptığı manevralarla zaman zaman deniz seviyesine kadar inip tekrar çıktığınız ve paraşütle havada hız yaptığınız bir aktivite. Fethiye’de paragliding daha yaygın bir spor olduğu için parasailing daha az biliniyor. Fakat yine de parasailing yapan acentalar bulmak mümkün.
Ücreti: Yaklaşık 150 TL civarında. İki kişi birlikte binilebiliyor.
Ölüdeniz üzerinde Microlight (fotoğraf:bizevdeyokuz.com)
Çok daha yükseğe! Microlight, küçük hacimli motoru, açık kokpite sahip yapısı ve üzerinde taşıdığı yelken kanatla bir çeşit hobi uçağı. Havalandıktan sonra üzerindeki yelken kanat ile uçuşuna devam edebildiği için oldukça da az yakıt ihtiyacına sahip. 2000 metrelik Babağın üstünden geçmek, hatta 3000 metrelere varan uçuşları bir nevi üstü açık uçakla gerçekleştirmek istiyorsanız Microlight tam size göre bir tecrübe olacak. Ortalama uçuşlar yaklaşık 25 dakika sürüyor. Daha farklı uçuş programları bulabilmek de mümkün.
Ücret: Yaklaşık 200 TL civarında. Fotoğraf ve video çekimi hariç.
Dalaman Çayı Türkiye’nin en ünlü rafting parkurlarından biri. R3 ve R4 olarak iki parkurda yapacağınız rafting 6 km’lik R4 parkurunda başlıyor. Her bot, botun arkasında bulunan bir eğitmen tarafından kontrol ediliyor. Alana ulaştığınızda ilk iş takımlarınız belirleniyor ve eğitmeninizden nehir üzerinde nasıl davranacağınız hakkında bilgileri alıyorsunuz. R4 parkuru oldukça kolay ve parkur bittiğinde R4’e göre nispeten daha zor olan 8 km’lik R3 parkurunda kürek çekmeye başlıyorsunuz. Bu 14 km boyunca bir çok eğlenceli düşüş noktası bulunuyor. Zaman zaman da bilinçli olarak botları deviriyor tekrar botlara çıkıyorsunuz. R3’ün sonunda ise olanca şiddetiyle akan suya kendinizi bırakıp body rafting yapacaksınız. Baktığınızda şiddetli akan nehrin üstünde kürek çekme, kayalara çarpma, suya düşme gibi tehlikeli gözüken durumlarla karşılaşılması mümkün gözükse de rafting yapacağınız alanın – özellikle riskli bölgelerin – çevresinde ellerinde iplerle eğitmenler bekliyor ve güvenlik noktaları oluşturuyor. Sizin tek yapmanız gereken yüzme bilmek ve akıntıya kaptırmayacağınızdan emin olacağınız deniz ayakkabıları giymek. Bir diğer önemli nokta satın aldığınız hizmetin her iki parkuru da kapsaması. İnsanlar daha keyifli olan R3 parkuruna devam ederken siz botları alıp karaya çıkmak zorunda kalmayın.
Ücret: 100 TL. Fotoğraf ve video çekimini bazı firmalar ücret kapsamında değerlendirebiliyor.
Dalışa ilgi duyuyor ve bröveli bir dalgıç olmak istiyorsanız, su altını belgesellerde görmekten sıkıldıysanız ve bizzat keşfetmek istiyorsanız, konuyla ilgili eğitiminiz yoksa yapacağınız bu keşif dalışı sizin hem ufkunuzu genişletecek hem de eğlendirecek bir aktivite olabilir. Dalış eğitimlerine vereceğiniz zaman ve paralardan önce bir keşif dalışı yaparak dalışın sizin zevklerinize uygun olup olmadığını görebilirsiniz. Bu bir keşif dalışı olduğu için ineceğiniz maksimum derinlik 5 metre olacak. Sabah saatlerinde vardığınız tekne dalışın yapılacağı koya giderken siz de dalış ekipmanlarını tanıyacak ve su altında nasıl anlaşacağınızı öğreneceksiniz. Alacağınız bu brifing bile oldukça eğlenceli. Alana vardıktan sonra 4-5 kişilik gruplar halinde kıyıdan yürüyerek suya giriyor ve yavaş yavaş dalışa geçiyorsunuz. Üzerinizde mutlaka bir eğitmen oluyor ve ekipmanlarınızı ayarlayarak sizi dibe ve yüzeye şeklinde yönlendiriyor. Yüzme bilmenize bile gerek olmayan bu dalışta yapacağınız tek şey kulakları ters basınç uygulayarak -öğretilecek- açmak ve ayaklarınızı hafifçe sallamak. İlk dalışın ardından tekneye çıkabilir ya da teknedeki palet ve şnorkel gibi ekipmanlarla keşfe devam edebilirsiniz. Yemekten sonraki ikinci dalışınız yine benzer şekilde -belki biraz daha derine- olacak. Dalış sırasında dibe ulaştığınızda balık sürülerini ellerinizle beslerken fotoğraflarınız ve videonuz çekilecek. Tüm gün süren bu etkinlik boyunca 2 sefer tüplü dalış, şnorkeling, yüzme ve teknede güneşlenme şansınız olacak.
Ücret: Yaklaşık 100 TL.
2014 Doğadayız 16. Dönem Ekibi
Listedeki aktivitelerin hiçbirinde daha önce bir tecrübeye veya herhangi bir yeterliliğe sahip olmanıza gerek yok. Zaman konusunda da aktivitelerin hepsini bir haftaya sıkıştırmak pek mümkün değil. (Bunlardan 12’sini iki parça halinde 10 günlük bir sürede tamamladım) tek seferde hepsini yapmak da kesinlikle maliyetli olacaktır. Fakat Fethiye’de tüm bu aktiviteleri belli bir program dahilinde size sunan, 3 öğün yemeğinizi veren ve pek de fena sayılmayacak bir otelde konaklama imkanı sunan acentalar mevcut. Haydi Kampa ve Doğadayız bunlardan ikisi. Bu firmalardan yerinizi ayırtarak 1 haftalık bir aktivite tatilini 600-1000 TL aralığında bir ücretle tamamlayabilirsiniz. Böyle bir paket tatilin maliyetin yanında yeni ve çok güzel arkadaşlıklar edinme, grup olarak çok daha fazla eğlenme ve sürpriz gece eğlenceleri gibi artı yönleri de var. Herkese iyi tatiller!
Not: Ücretler 2014-2015 ücretleri baz alınarak yazılmış ortalama rakamlardır.
Hocam çok güzel derlemişsiniz, elinize sağlık..
hem güzel hem sakin ülkemizde cennetten bir köşe anlatmışsınız :)